DEMİRCİLER ARASTASI
Çınaraltı’nın güney cephesin de yer alan bir Arasta da Demirciler Arastasıdır. Yalvaç’ta sıcak demircilik yapan demirci esnafının çekiç salladığı bölüm olan demirciler arastası hüzünlü bir şekilde sessiz durmaktadır. Bu çekiç sesleri 1995 yılında yeni yerlerine taşınca meslek erbabı ve dükkânlar boynu bükük kaldı dersek abartı olmaz. Çünkü geçmişi epeyce eskiye dayanan sıcak demircilik işinin Yalvaç için önemi büyüktü. Zamana yenik düştü diyebileceğimiz mesleklerden birisi de demircilik olmuştu. Fabrikasyon alet edavat çoğalınca, bağ bahçe işleri azalınca ve çıraklık sistemiyle yürüyen meslek yeni ustalar yetiştirmeyince arasta boşaldı, esnaf iş değişikliği ve azalma olarak yeni sanayideki yerine taşınmış oldu. Çınaraltı’nın renklerinden birisi daha soldu desem bana hak verirsiniz.
Sıcak demircilik genelde Kızılca mahallesinden olanların çalıştığı bir meslek dalıydı. Halen sıcak demirciliğe devam edenlerde Kızılca mahallelidir. Sabah erken saatte başlayan çekiç sesleri akşam ezanlarına kadar devam ederdi. Demirlerin ısıtıldığı bir ocak, ısınan demirleri üzerine koyup döverek şekil verilen örs ve ocağın sürekli yanması için ocaktaki yanan kömüre hava üfleyen körükten meydana gelen bir iş yeridir demirci dükkânı. Körükler ilk zamanlarında elle bastırılıp hava üflerken daha sonrası elektrikli motorla otomatik hava veren bir alete dönüştü. Sürekli çekiç sallamaktan güçlenen pazuları, ateş karşısında durdukları için alışmak zorunda kaldıkları sıcaklıklar ve asla yoruldum sözünün duyulmadığı insanlardı demirciler. Tam bir el emeği ve alın teri idi açıkçası.
Sabah dükkâna gelen kişinin yapacağı ilk iş ocağı yakmak olurdu. Bir gün öncesi ne imal edeceklerine karar verildiği için imalata uygun demirler ocak yakınına istiflenir, körükle hava üflenerek ateş harlanırdı. Demiri dövdükleri çekiçlerin ağaç sapları yuvasından çıkmasın diye demirleri çelikleme yaptıkları (soğutma işi ) havuzlara akşamları su içerisine bırakılır, ağaç sapların şişerek çalıştıkları sürece rahat çalışmaları düşünülürdü. Karşılıklı iki kişinin ocaktan çıkarılan kıpkırmızı demirleri döverek şekillendirmeleri ile imalat yapmaları 1985 yılına kadardı. Bazen birkaç dükkânda birden başlayan tik tak tik tak sesleri bir orkestra ritmi ile müzikal bir hava oluştururdu. Çekiçle demir dövmek yerine Şahmerdan adı verilen makine iş yerlerine kurularak demiri elde dövmekten kurtulmuş oldular. Makine işlerini hızlandırdı ve büyük kolaylık sağlanmış oldu.
Arastalarda komşuluk ilişkileri farklı olurdu. Aynı mesleği yapmalarına rağmen asla rekabet etmeden birbirine yardım eder, herkes kendi rızkının peşinde olurdu. Gün gelir demiri, kömürü kalmayan meslektaşı, gelip isteyince fazlası varsa verirdi. Yemek zamanı iki, üç iş yeri evlerden ne geldiyse birleştirip hep beraber kaşık sallanırdı güle oynaya.
Ustalar imalatta keser, kazma, pulluk, bel, çapa, tahra, satır, tabakhaneciler için kanca yapar aralarında anlaşma yapmış gibi herkes bir iki dalda yoğunlaşırdı. Bazen de özel imalat yapmaları için siparişler alırlardı. En çokta Yörüklerin çadır kurmakta kullandıkları şikke adı verilen toprağa çakılarak çadır iplerinin bağlandığı demirler sipariş olurdu. Ben her türlü imalatı yapayım diyen olmazdı.
Demirci ustalarından Şirin’in Ali diye bilinen Ali ŞİRİN zamanın en ünlü demirci ustasıydı. İmalatını yaptığı ürünlerin üzerine Ali ŞİRİN damgasını vurur ve tercih edilirdi. Sıcağa alışmak zorundalar demiştik ya Çınaraltı’ndan kahvehaneden çay söylerler. Garson çayı getirir. Sıra ile çayları dağıtmaya başlar. Ali ustaya verir hemen yan taraftakine verdiğinde Ali usta seslenir “evlat boş bardağı niye getirdin.” Garson yeni işe girmiş Ali ustayı tanımamaktadır. Bakar bardak gerçekten boş. “Olur mu abi ben dolu getirdim” dediğinde Ali usta “yok evlat, bak boş” diye cevap verir. Garson çayı döktü mü acaba diye sağa sola bakar, ıslak yok, düşünmeye başlar. Ömründe bir defada sıcak bir bardak çayı içen görmemiştir. Garson diğerine çayını verirken Ali usta bir dikişte sıcak bir bardak çayı içmiştir.
1995 te yeni sanayi inşaatları tamamlanınca, “imalat yapan iş yerleri şehir merkezinde kalmayacak” kararı ile bir miktar da zorlama ile yeni sanayideki işyerlerine taşınmışlardır.
Günümüzde de adı Demirciler Arastası olmakla beraber, geneli depo olarak kullanılan işyerleri, eski günlerin neşeli zamanlarını sadece hatıralarda yaşatmaktadır. Hareketsiz ve sessiz…
|